Gımılda be adam!
Yeni blogumun arka fonuna uygun bir film seçeyim, pazar gününü
renklendireyim dedim. Ne derler bilirsiniz “"Karpuz kabuğundan gemiye
binersen çabuk inersin." 2004 yapımı,
Ahmet
Uluçay imzalı ve
bir çok festivalden ödülle dönmüş
bir Türk filmi olan Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak, gerçekten tüm derdi film
çekmek olan iki insanın hikayesini anlatıyor.
Hikaye, 60’lı yılların Tepecik Köyü’nde geçiyor. Recep ve Mehmet yaz
aylarında yakın civardaki köylerinden Tepecik’e gelirler ve Recep bir
karpuzcunun, Mehmet ise bir berberin yanında çalışır. Sinema ise ikisinin de
tutkusudur. Bir ahırda var güçleriyle projeksiyon makinesi yapmaya çalışırlar.
Ekonomik koşullar, eğitimsizlik, bütün bunlar onlara mani olurken, bu iki
kafadara her daim destek olan biri vardır, köyün delisi Ömer.
Filmin izleyende çok derin izler bırakması
yerli yerinde kullanılmış diyaloglar ve filmin müziğinde geliyor. Öyle ki
sinema o kadar içselleştirilmiş ki halk ona gımıldak mı çekiyon sen yine diyor.Hala izlemeyenler için burada gımıldağın ne
olduğunu açıkça yazmıyorum. Ya da yazmadığımı sanıyorum((:
Aslında Ahmet Uluçay, fimdeki Recep ve Mehmet
karakteri üzerinden kendi sinema aşkını anlatıyor. Filmde yönetmen kendi
çocukluğunu anlatıyor. Çöp varilinden çıkarılan kopmuş filmler, köylüyü hiçe
sayan şehirliler, köylünün şehirliye karşı kine dönmemiş kızgınlığı, yoksulluk,
dedikodu korkusu…
Aslında köylü- kentli çekişmesi çok uzun
mevzudur. Benim yaşamıma yansıyan diyalogu da; İstanbullu bir arkadaşımın,
trafikten şikayet edip, “herkesi de almasınlar buraya şu hale bak biz İstanbul’u
İstanbul yaptık bunun için çalıştık. Köyünden kaçan buraya geliyor. Köyünde kal
köyünü kalkındır.” Bende arkadaşımın bu şikayetine karşılık aynen
filmdekine benzer bir cevabı vermiştim. “Köylü
olmasa kentler kalkınabilir miydi? Adaletsiz bir dağılım var ki insanlar göç
ediyor. Kim keyfinden tarlasını, yerini, yurdunu, dostlarını bırakıp gelmek
ister ki… Kalmak mı zor, gitmek mi?
Biz dönelim filmimize, film hem hikaye olarak
hem kurgu olarak akıcı ve doğal. Belki çekim teknikleri ve seslerin tam ayırt
edilememesi, konuşmaların duyulmakta zorluk çekilmesi bu filmin nazar boncuğu
olabilir.
Yine de bir film düşünün ki daha izleyiciyle
buluşmadan sayısız ödül alsın. Bir film düşünün ki popüler filmlerin karşısında
olsun.
İyi Seyirler…